Kilise tarihinde vaftiz

Kilise tarihinde vaftiz

Birçok Kutsal Kitap araştırmacısı Yeni Antlaşma’nın bazı metinlerini, özellikle İsa'nın çocukları takdis etmesinde (Mt 19,13-15; Mk 10, 13-16; Luk 18, 15-17), Kilise'nin ilk zamanlarında küçükler dahil bütün bir ailenin tüm üyelerini vaftiz etme tanıklığını benimsemişlerdir. İsa çocukları yanında istiyordu; çünkü onlar, -gözlerinin içinde Tanrı'nın sevgisinin ifadesini taşıyorlardı. Onun isteği olan “Bana gelmelerine engel olmayın! Çünkü Göklerin Egemenliği böylelerinindir.” (Mt 19,14) ifadeleri aynı zamanda açıklıyor ki; Tanrı'nın Egemenliği onlarda, vaftiz günü kalplerine ekilen bir tohum gibi büyümektedir.

Ortaçağ'da bu yaklaşım bebek ölümlerinin sayısının artması sebebiyle daha da sabit hale gelmiştir. Vaftiz yeni doğanlara, onları Tanrı'nın lütfundan mahrum bırakmama düşüncesiyle hemen uygulanıyordu ve onun akabinde Efkaristiya ve Kutsal Ruh’un armağanı olan kuvvetlendirme sırrına hazırlık esnasında da Hristiyan eğitimi tamamlanıyordu. Aldıkları iman, ailelerinin sözleri ve örnekleri ile beslenerek büyümesi gereken küçük bir tohum gibi, Rabbin bir armağanıydı.

Diğer sakramentler gibi, vaftiz gizemi de, Kilise tarihinin farklı çağları boyunca anlamlı geçişler yaşadı. İlk başlarda özellikle erişkin kişiler uzun süren bir yol olan ve “katekümenlik” denilen eğitim ile vaftize hazırlansalar da; Hristiyanlığın tüm Roma İmparatorluğu'nda yayılmasından sonra, birçok katekümen, günahlarının yol açacağı tövbe etme durumundan kurtulabilmek için vaftiz olmayı daha büyük yaşlara ertelemeyi tercih etmeye başladılar.

Azizlerin örneği

- Aziz Ambrosius, halkı onu Roma İmparatorluğu'nun malikanesi olan Milano Kilisesi'ne 'çoban' seçtiğinde, 374 yılında daha bir katekumendi – vaftiz edildi ve bir hafta sonra da piskopos oldu. Yazılarında der ki; günahkar kişi günahlarının geçmiş yükünü havuzda bırakır, kalpte yenilenir ve ruhu saf bir hal alır. Paskalya arifesinde vaftiz olan Hristiyanlara, bu sakramentin anlamını açıklarken şöyle diyordu: “Vaftiz havuzuna girdiğinde; Mesih'in ölüm ve dirilişinin benzeyişine bürünürsün, onun haçının ve mezarının sakramentini alırsın. Ölümden sonra yeni hayata geçişimiz, dirilişten başka ne olabilir ki? Böylece aynı şekilde, ölümün imajını taşıyan vaftizde, şüphesiz, batırıldıktan sonra yukarı çıktığında, yine dirilişin imajını görürsün."

Bir başka büyük aziz olan Augustinus (daha sonrasında Afrika'da Hippona piskoposu oldu); Paskalya arife ayini sırasında Aziz Ambrosius tarafından Milano'da vaftiz edildi. Tarih 24 Nisan 387 idi. Bu törende, annesi Monika, oğlunun iman etmesinden dolayı sevinç ve mutluluk dolu duygularla ona eşlik ediyordu. Yıllar sonra bile Augustinus, geçmiş hayatın tüm kaygılarını attığı ve yeni bir yaşam kazandığı o aziz geceyi büyük bir heyecan ile hatırlıyordu. “Yaklaşan Paskalya günlerinde bu dinde ilerlemek adına, kurtuluşun suyuyla arınmak için kalbinde ateşli bir arzu doğmuştu. Böylece, ilahi lütuf sayesinde, Augustinus, kurtuluşu ve ilahi sakramentleri sağlayan Katolik Kilisesi öğretilerini kabul etti.” Aziz Augustinus’un vaftiz edildiği antik vaftizhanenin ve sekizgen havuzun kalıntıları, Milano Katedrali girişinde bugün hala görünür vaziyettedir.

  
62 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın