• https://www.instagram.com/abchristiyanlik123/?igsh=MW9iaTI2dDJlbno4NA%3D%3D
  • https://m.youtube.com/@AzizKatolikler
Niçin dört İncil var?

Niçin dört İncil var?

Yeni Antlaşmanın diğer kitaplarına geçmeden önce bir an durarak Müslümanlarca sıkça sorulan bir soruyu yanıtlamak yerinde olacaktır: Isa Tanrıdan tek bir İncil getirmedi mi? Hıristiyanlar neden 4 İncil kabul eder? Ayrıca, tarih ilk hıristiyanlar arasında başka İncil yazarları da olduğunu bildirdiğine göre, Hıristiyanlar Kutsal Kitaplarında neden yalnızca bu 4 İncili (Matta, Markos, Luka, Yuhanna) kabul eder de ötekilerini kabul etmezler?

Bu sorular İslâm Tanrıbilimi açısından makul ve mantıklı sorulardır. Bir Hıristiyan olarak vereceğim yanıt ise, Açınlama olgusuna hıristiyanca yaklaşımı öngörür.

Önce şu hususun altını çizmek gerek: Hıristiyanlar İsa'nın bir kitap, bir İncil getirdiğini kesinlikle savunmazlar. Müslüman inancına göre Muhammed'in Kuran'ı getirdiği anlamda İsa insanlara bir açıklama taşımış değildir. Hıristiyanlar için bizzat İsa Tanrının insanlara yaptığı açıklama ile bütünleşmiştir.

Bu nedenle biz İsa'nın kendi eliyle yazdığı ya da şakirtlerinden birine yazdırdığı bir kaynak İncil arayışında değiliz.

Hıristiyanlara göre İsa insan olmuş Tanrı Kelamı veya Mesajı olduğundan, İnciller de Hıristiyanların nazarında şakirtlerinin inançlarını ve bu inancın Hıristiyan topluluğu için ne ifade ettiğini açınlamaya yönelik esinli yazıtlardır.

İncillerin herbiri İsa'ya kişisel bir tanıklık belgesidir. Vurguladıkları hususlar ve kaydettikleri ayrıntılar bakımından birbirinden farklı olmakla birlikte, özde İsa denilen kişinin kim olduğu ve Tanrının İsa aracılığı ile şakirtlerine neler ilettiği hususunda mutabıktırlar.

Hıristiyanlar, İnciller arasında bir tercih yapma konumunda değillerdir. 4 İncilin tümü imanımıza şekil ve yön verir. Bunlardan birisinin reddedilmesi durumunda inancımızın noksan olacağına inanırız.

Burada Tanrı açınlamasının hıristiyanlarla müslümanlarca algılanması şeklinde daha da büyük bir farklılık gösteren ikinci bir noktaya geliyoruz. Günümüzün hıristiyanları Kutsal Kitabın 4 İncil içerdiğini kabul eder. Ne bu 4 incilden bir fazlası ne de bu 4 incilin yerine herhangi başka bir İncilin alınması söz konusudur, çünkü ilk hıristiyanlar bu inanç tanıklıklarını Tanrıdan gelir gibi kabul etmişlerdi. Hıristiyan inancı Havarilerin inancı üzerine kurulmuştur, denir. Yukarda da belirttiğim gibi ilk hıristiyanların inancına göre, toplulukları, yani Kilise, Tanrı Ruhu tarafından yönetilirdi. Bundan çıkan anlam şudur: Topluluk, yaşamının en önemli ilk 30 yılında (M.S. 30-60), henüz yazılı İnciller yokken ve İsa'nın söyledikleriyle yaptıkları ağızdan ağıza nakledilirken, Ruh aracılığı ile Tanrıdan ilham alıyordu. İncilleri yazıya döken İncil yazarları da aynı Ruhtan ilham aldılar. Bunun da ötesinde, İsa’nın hayatı, ölümü, dirilişi sayesinde Tanrının insanlara öğretmek istedikleri hususunda İncil yazarlarının teolojik görüşünü Ruh şekillendirip yönetiyordu. Nihayet, aynı Ruhun yönetiminde ilk hıristiyan toplulukları, 4 İncil dahil 27 kitabı diğer hıristiyan yazıları arasından Tanrı ilhamı ile yazılmış olarak kabul ettiler. Yeni Antlaşma Kitapları adını taşıyan bu kitaplar hıristiyan inancının kuralcı yetkesini oluşturdu. Burada gördüğümüz Kutsal Kitap açınlamasını algılama şekli İslâmınkinden farklıdır. Müslümanlar "Kuran'ın meydana getirdiği bir topluluk"tur. Müslümanlar Tanrının Muhammed'e Kuran'ı Vahyi ile gönderdiğine ve İslâm topluluğunun Kuran öğretisine uygun olarak şekillendiğine inanır. Hıristiyanlara göre ise Tanrı Ruhunun yönettiği topluluğun kendisi, öz ve gerçek inanç tanıklıklarını, yani Tanrının İsa’da açınlanmasını amaçlayan Yazılar ise daha sonra kaleme alınmıştır. Aynı düşünüş çerçevesinde, Kutsal Yazıları oluşturacak kitapların bu 4 Kitap olup, başkası olmayacağına da toplum karar verdi.

Yeni Antlaşma Kanon'unu saptama şekline gelince, burada bir tür konsensus (icma) söz konusudur. Bu konsensüs çok erken çağlarda oluştu. 150-200 yılları arasında Kutsal Yazıları oluşturan kitaplara ait ilk listeler hıristiyanlar arasında dolaşmaya başladı.

Uzun yüzyıllar sonra Kiliseler (örneğin 1546 Trento Konsilinde Katolik Kilisesinde yapıldığı gibi) hangi kitapların Kutsal Yazılara dahil sayılması gerektiği hakkında resmi açıklamalar yaptıysa da, geç kalan bu açıklamalar Hıristiyanların zaten geleneksel inancı olan hususları onaylamaktan öte bir anlam taşımadı.

  
107 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın